15 Ekim 2013 Salı

6 Ekim 2013 Pazar

güneşten aydan öğrenilecek

asırlar öncesinden mevcut bir olgunluk belki ondaki
güneşten aydan öğrenilmiş
derdiki sadece selamlamakla kalma ayı güneşi,
ardı ardına dilenmekle harcama nefsini gündüz geceye
belki diyecek lafları vardır sana bana
bekle kapı önündeki dibek taşı gibi kas katı.
dilenmektense dinlemeyi öz edin kendine
bilmezmisin dilenecek ne varsa bilir onlar
sen susarsan velhasıl
dilenmeyeni bahşederler belki sanada.

29 Eylül 2013 Pazar

dedem ibrahim

bildiğin küslük ibrahimin yaptığı
tenceresini son kez fokurdattı
güzeli gerdandan son kez öptü
bir kapı eşiğinde son kez tüttürdü cigarasını
bildiğin küslük ibrahimin yaptığı
karnı tok sırtı pek.


yok yok sen ibrahimi bana sor
senin bilmediğin ,
ibrahime yapılan küslük
sevdalık da yok artık ona,
tokluk da açlık da yok artık ona
ne ağır yük hamal ibrahimin taşıdığı.

adı ibrahim hani bilmedin mi?
hamal hani, sene 1950 hani.

yaşı 25 hani bilmedin mi?
küçük pazarda gaz deposu hani,
kalp zaafı hani.

bilmedin mi hala
kaybolmuş hani,
mezarsız kabirsiz hani.

doğum da var ibrahime
ölüm de var
yazılmış topu topu 25 sene ömür de var ibrahime
bilmedin mi hala,
ibrahim işte hani,
kaybolmuş,mezarsız hani.

28 Eylül 2013 Cumartesi

utancın sahibi

ne menem utanç sahibi olmak
çocuğu bacaklar ardına saklar
bahtsız tırtılı koca hayat dururken kozada hiç eder
rüyaları saptırır pantalonu unutturur
adama anadan doğma alemi dolaştırır

diriyi ölüden kaçırtır,
mezarları yetim bırakır.

ne menem utanç sahibi olmak
ricadan haz etmez bilirim ya,
hep mi masum olandan keyiflenir lanet
çoğu zaman sessiz kalsa
bir kenara tünese
az üzerine varsan kudurur köpürür hiddetlenir
kör talihi yükledimi birde sırtına
dil taş keser ,için parçalanır elbet
halbuki ne çok söz vardır ruhunda dile gelmeyi bekliyen
dağa taşa suya
anaya babaya
sokakta oynuyan çocuğa
gözünün gördüğü hırsıza
dostun piçine
sevgilinin,
hatta sevgilinin en güzeline söylenecek

ne menem utanç sahibi olmak
ne menem ne menem.

27 Eylül 2013 Cuma

acele

ne acele edersin
yemek yersin acele
sohbet edersin acele
sevişirsin sıkılarak beş bilemedin altı dakika
acele acele

bir köşede ağlamak isterken
acele eder gülmeye başlarsın
neşen acele hüznün acele

4 milyar yaşındaki dünya
seninse götün dik 50 bilemedin 60 sene
demezlermi adama bu ne acele.

20 Eylül 2013 Cuma

19 Eylül 2013 Perşembe

olasılıklar sonsuz gözüksede
haram bıçak helal eti mındar edebilir
düştüğü yeri çürüten pis kan,
verimli toprakları bereketsizleştirebilir

nice aynalara baksan
hep aynı değişen bir şey yok
ne önünde ne ardında
çift taraflı lanet bu olsa olsa

bil diye söylüyorum
ölümler başladı lanetin benden olan yanında

1 Ağustos 2013 Perşembe

tam kafamda yoklamazken varlığını
biz yine bozuşucaz sanırım
ne dualar kabul gördü
ne de küfürler yerini buldu.

20 Nisan 2013 Cumartesi

delice

bütün deliler serbest artık
ve onlar yönetecek bizleri

katil olanlar zorla anaç olacak
sabah akşam durmadan döllenecekler
gün ay yıl saymadan doğuracaklar
ta ki göğüsleri sürtüne kadar toprağa
aynı kancık it gibi.

tüm aklı selim ahali tıkılacak tımarhanelere
ve yalan tarihe ait herşey yakılacak aynı gece
çürümeye yüz tutmuş zamanla alakalı sorular için
diriltilecek tüm eski zaman delileri
ve akşam haberlerinde neron anlatıcak bize
neden niçin romayı yaktığını.
isimlerin sömürüsüde yasaklanacak
doğan ya havva ya adem olucak
ve insanların yaratana çektirdiği azapda yasaklanacak
7/24 dua etmek yasak
gereksiz yakarmak yasak
meşgul etmek yasak.

yine yalanlar yazıcaz hep beraber
yine kusurlu
yine kusurlu dünyaya
yine kusurlu zamana
en çok da acınacak haldeki tüm zihinlere
yeni, gıcır gıcır,iştah kabartan, dumanı üstünde
ama en önemlisi delice yalanlar.

bütün deliler serbest artık
ve onlar yönetecek bizleri.

8 Nisan 2013 Pazartesi

dilekler

hani bazı dilekler vardır
kağıtlar cömert olur onlara
tüm baktığın fallar açılır
en müstehcen en akla fikre sığmaz dileklerin bile
açılırlar ardı ardına

ama
dileklerin küçük geldi ise açılan umutlara
keşke dersin
para dersin,ün dersin,tutunamadığın sevgili dersin.

dilersinde dilersin
nasıl bir muhtaçlık ki bu
istediklerini bazen iskambil kağıtlarına
bazende havada uçan kuşun götüne bağlarsın.

4 Nisan 2013 Perşembe

ben bendeyim beni baska yerde arama
ben yoksam rüzgar ne o rüzgar
yağmur ne o yağmur
yaprak dala değmez belki de

ben bendeyim beni başka yerde arama
ben yoksam balıklar öksüz tavada
ve rakı göçmen devri zamanda
ben bendeyim beni başka yerde arama.

3 Nisan 2013 Çarşamba

kaça değer

Yüreklerinizi çıtalara gerdik
saldık gökyüzüne
uçurtma oldunuz doğru ya
göklere çıktınız

ipi tutanı umursayanınız bile olmadı.

para verdik daha sonra kimilerinize
ortak ettik onlarıda emellerimize
geçtik köşeye kıs kıs izledik
insanın insana zulmünün kaça değer olduğunu

bir kaç akıllı çıktı aslında
saf bildiniz siz onları
ulu bir şey demediler
gözden öte olana dokunmadan anlatmaya çalıştılar
iyi olan dediler,iyi olan bizde.
ne bak dediler kitaplara
nede bak dediler miladını doldurmuş mezarlara
iyi bizde dediler hep
çoğunuz onlara şeytan desede.

kimine cennet kimine cehennem

Dümensiz bir gemi ve bin kahpe denizci ile
yedi güvenilmez denizi bitirsek
ve yükselsek yedisindende öteye
sema 8 olsa içimizdeki üç beş kudurmuş deliye
geçsek bereketle çoşkuyla sekizinide

yetmez ama diyene
aynı dümensiz gemi ile
ve aynı kahpelerle
yok yok zor olur
sonsuzu irdelemek
varılacak bir son olduğunu kanıtlamak
ama ,eğer yaparsak
gemiye dümen olur belki birimiz şan ile

ya diğerleri ve kahpelikleri
vaftiz olurlarmı güvertenin ortasında
kurtulurlarmı acaba denizin sevdasından.

kimine cennet
kimine cehennem
toprağa basan,rahme düşen,imrenen
ve kıskanan için.

29 Mart 2013 Cuma

selam olsun

derken gökten ışıldayarak inecek
2000 senelik dünyaya selam çaktıracak
derken birden yoklara karışıcak
ardından biri diyecek hindi
bir diğeri diyecek cindi
hayır diyecek başka biri bu kindi
en son diyecek biri bu kimdi.

selam olsun güneşin öteki yanına
ve orada saklanan tüm manyaklara
selam olsun tüm anarşist martılara
simit peşinde koşanada aylak aylak güneşe kendini vuranada.
selam olsun merak edip kim olduğunu soranada
selam olsun selam olsun ışıldayanada.

korkak

İlmiğini bağını sıkı tutanda
tabureye vuranda
arkamdan ağlıyanın yüzündede
arkamdan gülenin şebekliğindede
hep ben olucam

bin olup geri gelecekte
dağlarda türküler yakıcakda
arkanı kollamanı sağlıyacakda
hep ben olucam
ölen öldürülen asılan yakılan
hep ben olucam

ama unutma
korkan olmadım olmuyacam
o hep sen olucaksın
ve korku pis pis arkana baktıracak
girdiğin her karanlıkta
sana iyi şanslar
çünkü ben hep o karanlıkta seninle olucam.

23 Mart 2013 Cumartesi

aman ne hoş

ne hoş olurdu elbet
yaratılandan,yaratandan öte durup
etten kemikten sıyrilmak
en adi domuz kasabının elinden.

malum hoş olurdu elbet
isteksiz olmak
dante ile kardeş
el ele kol kola
çiğnenmeden şeytanın ağzında
kapılar önünde sorgulanmadan
o diyar bu diyar eh işte hayali diyar.

27 Şubat 2013 Çarşamba

Ne yazık

İki üç baldırı çıplakla çıktık yola daha çocukken
göt kadar mahallelerimizde
Zaferleri olan komutanlardık her birimiz
dudaklarımız bazı zamanlar patlasada
aksam içtiğim anamın çorbası hiç acıtmazdı
yaralı dudağımı.
Büyüdük ya ardından
çok değil
19 20 yaşlarındaydık belkide
etlerimizi kopardılar
koca koca itler.
beni ilkin sardılar sıkıca
rutubet kokan uzun zaman rafta kalmış
pis bir beyaz beze
sonra anama gönderdiler bekletmeden
kavak ağacından bir garip kutunun içinde
kavak ağacı iyidir
çabuk yetişir sulak yerde
bizlerki sulayanız onca nefreti kini
gün gelir herbirimizin yeri aynı kutu olur elbet
ve analarımız gözyaşları ile mapus olur
üç beş kemik için
içinde yattığımız mezarlara.

24 Şubat 2013 Pazar

ne kadar büyük hayatlarımız var
koca koca düşlerimiz
çikolatadan yapılmış dağlarımız
son model arabalarımız
güzel ve huzurlu evlerimiz
hep büyük hayallerimiz ve biz
 
yok,yok işte bir hayalim
kimseye vermedim en küçük bir söz bile
yok,yok işte bir hayalim
senden alamadım aklımı hala
yok işte bir hayalim
kızdım gelmişe geçmişe.
sevmiyorum işte
sevmiyorum bu insanları
bunu okuyanıda
sokakta gezenide
yöneteni çalışanı ağlıyanı güleni
zengini fakiri
sevmiyorum işte
sevmiyorum kimseyi.
ben sadece bu sabah farklı uyandım
çayım daha bir demli geldi nedense
yüzüme yıkamadan önce bir baktım
o da farklı ,gülüyor.
ben sadece bu sabah farklı uyandım
yürümeyi denedim koşmaya başladım
konuşmaya çalıştım gülmeye başladım
o da farklı ,ağlamıyor.
ben sadece bu sabah farklı uyandım
umut ektim ufak bir saksıya
orman oldu bir anda
o da farklı, daha gür daha yeşil.
ben bu sabah çok farklı uyandım...